Göl, Istranca dağlarından gelen Karaman ve Çatal derelerinin birleşmesi ile oluşan Ormanlı Deresi ve Çiftlikköy Deresi yanında, diğer küçük dereler ve dip kaynakları ile beslenmektedir. Gölün su toplama havza alanı 619 km², maksimum kapasitesi 162.000.000 m³/yıl ‟dır. Fazla gelen sular bir kanal aracılığıyla Karadeniz‟e dökülmektedir. Gölün en düşük işletme kotu –1.00m., en yüksek işletme kotu (savaklanma kotu) +4.50 m.‟dir. Baraj kapaklarının eşik yapısı ±0.00m. kotundadır. Gölün yüzey alanı ±0.00m. kotunda 23 km², +4.50 kotunda 32 km²‟dir. Terkos Su Pompa İstasyonu Tesisleri, Terkos‟un girişinde, doğu ve güney tarafında İstanbul‟dan Karaburun‟a devam eden ana yol, batısında Terkos Gölü‟ne dökülen Tayakadın Deresi ve kuzeyinde Terkos Gölü ile çevrelenmiştir. Tesis ana binası arazinin güneydoğusunda yeralmaktadır.
Sultan Abdülaziz‟in 1867 yılındaki Fransa seyahati sırasında Paris‟te Baron Hausmannile görüşmesinde, Terkos gölünden pompajla su getirilmesi konusu geçmiş ve İstanbul‟a dönüşünden sonra etüdler başlatılmıştır. Bu etüdleri incelemek üzere biri Abdullah Bey, Servicin Efendi ile saray kimyagerlerinden Bonkovski ve bazı uzmanlardan, diğeri deCemiyet-i Tıbbiye-i Şahane üyelerinden doktor Mahe, yine Bonkovski, doktor Mortman ve bazı uzmanlardan oluşmak üzere iki heyet kurulmuştur.16 Bu incelemelerin uygun sonucu üzerine 1874 yılında İstanbul‟un ilk belediye başkanı Kamil Bey ve mühendis Ternau Bey‟e Terkos Gölü‟nden şehre su isalesi hakkında 40 yıl süreyle imtiyaz verilmiştir. Ancak, bu gibi imtiyazları bazı iktidar sahibi kişiler bağlantıları ile hatırla elde ettiklerinden ve daha sonra bu imtiyazlarını önemli bedellerle yabancı sermayeli şirketlere devretmeyi daha karlı buldukları için, Kamil ve Ternau Bey‟lerin 1874 yılında aldıkları imtiyazı 1882 yılında bir anonim şirkete devredilmiş, 1883‟te de tesis çalıştırılmaya başlanmıştır. Şirket kurulumu ise ancak 1889 yılında tamamlanabilmiştir.
Terkos Su Pompa Tesisleri kurulum sürecini, Burhan Oğuz kurum arşivindeki belgelere ve büyük olasılıkla görevleri süresinceki tanıklığına dayanarak “Bizans‟tan Günümüze İstanbul Suları” kitabında detaylı olarak anlatmıştır. İstanbul Suları Şirketi (Compagnie des eaux de Constantinople) çok sayıda ünlü kişinin oluşturduğu bir grup tarafından kurulmuştur: Osmanlı Bankası‟nın sözcüsü Société générale de l‟Empire Ottoman, Oppenheim Bankası, Alberti et Cie, Stern et Cie; Georges Coronio ile birlikte Banque de Constantinople; Banque d‟escompte de Paris, Banque de Paris et des Pays-Bas, Société Générale. Bunlara Compagnie générale des eaux de Paris‟nin himayesini, Mac Swiney et Cie ve C.Rosenraad gibi başka iştirakçileri de eklemek gerekmektedir. Şirket merkezi İstanbul‟da olmakla birlikte, en çok oniki üyeden oluşan yönetim kurulu eşit olmayan önemde iki kısma ayrılmıştır: dört idareci şirket merkezinde bulunarak hükümet ve kişilere karşı temsil ile ilgilenirken, kurulun diğer sekiz üyesi Paris‟te oturup, bütün karar ve yetkilerini elinde tutan komiteyi oluşturmaktaydı. [20, s.109-111] İstanbul Suları Şirketi ile hükümet arasında, karşılıklı olarak sorumlulukların yerine getirilmemesi veya şirketin hak talepleri ile hükümetin sınırlandırmaları konusunda sürekli çekişmeler yaşanmıştır. Savaş ve karışıklık dönemlerinde sabotaj potansiyeli bulunan stratejik bir nokta olduğundan asker ve daha sonra polis koruması önlemleri alınmıştır. Ayrıca İstanbul‟un pek çok suyunda olduğu gibi, Terkos suyunun da sağlıksız bulunduğu ve kullanımının durdurulduğu zamanlar olmuştur. Bunun için tahliller yaptırılıp balık tutulmasını yasaklamak benzeri çeşitli tedbirler alınmıştır. Buna rağmen 1914 yılında başgösteren tifo salgınında Terkos suyunun da sağlıklı olmadığı anlaşılmıştır. Terkos suyu, zaman içerisinde daha pek çok noktaya ulaştırılmış, eski su yollarının bakım çalışmaları yapılan kesimlere iletilmiş, cezaevi, kışla ve okullar gibi yapılara ve çeşitli mahalle çeşmelerine bağlanmıştır. Terkos su yolları 1894 depreminde hasar gördüğünde kısa sürede onarılmış ve diğer su yolları onarılırken, akışı ile diğer bölgeler de desteklenmiştir.17 Terkos Su Şirketi, imtiyazın 50. yılının sonunda 1932‟de satın alınmış ve 1 Ocak 1933‟ten sonra faaliyete geçen İstanbul Sular İdaresi‟ne devredilmiştir.
Terkos Su dağıtım sistemi, İstanbul‟un ilk modern su tesisidir. Tesis 1883 yılında Fransızlar tarafından kurulmuş olup, yüzyirmi yıllık bir geçmişe sahiptir. Terkos Gölü Fındık Dalyan mevkisinde inşa edilerek, beton bir galeri aracılığıyla emme havuzlarına suyun kendi eğimiyle akması sağlanmıştır. Zaman içinde İstanbul‟un su kaynakları geniş bir coğrafi alana yayılmış ve İstanbul birçok farklı kaynaktan su alır hale gelmiştir. Bu gelişme süreci içinde İstanbul‟a verilen günlük su miktarı 100 bin m³ „ten 1.850 bin m³‟e çıkarılmıştır. Günümüzde su kaynaklarının geliştirilmesi ile birlikte, su kaynakları arasında dengeli bir dağıtım sistemi kurulması için de çalışmalar yapılmaktadır. Terkos Pompa İstasyonu ana binasında kızgın buhar enerjisiyle çalışan buhar pompalarının imalatı ve montajı Fransız şirketi tarafından yapılmış olup 3 grup, 6 adet pompa 1883-1885 yılları arasında devreye alınmıştır. Bu pompalara bağlı olarak, Terkos çıkışında bulunan 3 x Ø600‟lük hat Fransız şirketi tarafından inşa edilmiştir. Buhar pompalarını çalıştırmak için kullanılan yüksek kalorili kömür Zonguldak, Karadeniz Ereğlisi‟nden sağlanmıştır. Ereğli‟den çıkan kömür çeşitli ülkelerden özel firmaların gemileriyle Karaburun‟a, bir dekovil hattıyla da Karaburun Limanı‟ndan tesis içine kadar getirilmiştir. Buhar pompaları birer grup 100HP gücündedir. Maksimum su basma yüksekliği 127m. günlük kapasiteleri ise 11.000m³ „tür. Bu pompalar üç grup olarak tesis edilmiş olup, günlük toplam kapasiteleri 33.000m³ „tür. 1928 yılında kurulan 625 kVA „lık iki adet termo elektrik ünitesi (Şekil 4.04) ile Terkos
Pompa İstasyonu‟nda elektrik üretilmeye başlanmış, üretilen bu elektrik önceleri tesislerin iç aydınlatma ihtiyacını sağlayan, daha sonra Terkos köyünü de içine alan bir aydınlatma sistemine dönüştürülmüştür. 1928 yılında kurulan Terkos Termo Elektrik Tesisleri, Türkiye‟de kurulan elektrik ünitelerinin ilk örnekleridir. Ancak Sular İdaresi‟nin işi enerji üretip satmak olmadığı için kurulan bu sistem geliştirilmemiştir.
Gelişen teknoloji izlenerek elektrik enerjisi ile su pompajının yapılabileceği fikri gelişmiş olup, 1951 yılında Silahtar-Terkos Havai Elektrik Hattı inşa edilerek, Silahtar‟dan alınan 35kV‟lık elektrik enerjisi Terkos muhavele merkezinde 3kV‟a düşürülmüş ve Terkos Pompa İstasyonu‟nda kullanılarak 1952 yılında ilk elektrikli pompalar kurulmuş ve Kağıthane Tesisleri‟ne elektrik enerjisi ile gönderilen su pompajına başlanmıştır. Havai hattın gelmesi ile birlikte İ.E.T.T. ve Etibank‟tan alınan elektrik enerjisi Terkos köyü ve Kemerburgaz köylerine satılmaya başlanmıştır. Kemerburgaz‟da kurulan Röle İstasyonu, hem su pompajı için hem de muhavele merkezinden Kemer köylerine elektrik dağıtımı için kullanılmıştır. Bu durum 1993 yılına kadar devam etmiştir. Daha sonra bu sistemler Elektrik kurumuna aktarılmıştır. Buharlı pompa istasyonu ve ilk elektrik üretiminde kullanılan alternatörler halen Terkos tesislerinde muhafaza edilmektedir. 1937 yılında İngiliz Hathorn Davey firmasınca bir adet buharlı pompa daha yapılıp, monte edilmiştir (Şekil 4.05). Uzun yıllar hizmet veren buharlı pompaların faaliyetleri en son 1967 yılında durdurulmuş, fakat 1975 yılına kadar ihtiyaç duyulduğunda hemen çalışacak şekilde hazır bekletilmiştir. Bu pompaların buhar kazanları 1985-86 yıllarında sökülerek terfi merkezi müzeye dönüştürülmüştür. Terkos eski terfi merkezinde kuruluş itibarı ile üç adet Worthington pompa grubu, iki adet Bergeron pompa, 3 adet Wernert pompa bulunmaktadır. Worthington pompa grubu, 1953 yılında yapılmış olup 1981 yılına kadar hizmet vermiş ve 1981 yılında devreden çıkarılmıştır. Bergeron tipi pompalar, 1952 yılı yapımı olup, 1953 yılında ilk çalışmaları yapılarak devreye alınmıştır. Bu pompaların çıkışları Ø600‟lük boru olup Pınarbaşı‟ da birleşerek galeri ile suyu 127m. yüksekliğe çıkarıp, kendi cazibesi ile Kağıthane arıtma tesislerine ulaştırmaktadır. Bu pompaların herbiri saatte 1.080 m³ su basma kapasitesindedir
1965 yılında doğan A. Haşim BALTACI, Trabzon’un Çaykara İlçesindendir.
1969 yılından itibaren Arnavutköy’de ikamet etmekte olan A. Haşim BALTACI, ilkokulu Arnavutköy İlkokulu’nda, ortaokul ve lise eğitimini İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde tamamladı.
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümündeki kısmi eğitimin ardından, Yıldız Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yerel Yönetimler Bilim Dalı, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim Programında Yüksek Lisans eğitimini tamamladı.
Askerliğini 1991-92 yılları arasında, önce Ankara Polatlı Topçu Okulunda, ardından Hatay-Kırıkhan Endüstri Meslek Lisesi’nde Yedek Subay öğretmen olarak tamamladı.
Çeşitli konularda kurs ve seminerlere katılan A. Haşim BALTACI, iş hayatında; mühendislik, tekstil, gıda ve iletişim sektörlerinde işletme sahibi ve yönetici olarak çalıştı.
Birçok sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarında aktif olarak yer aldı. Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nde yönetici ve Belde Başkanlığı görevlerinde bulundu. AK Parti’nin kurulmasıyla birlikte, Arnavutköy Kurucu Belde Başkanı olarak görev aldı.
28 Mart 2004 Yerel Seçimlerinde AK Parti’den Arnavutköy Belde Belediye Başkanlığı’na seçildi. 29 Mart 2009’da tekrar seçilerek ilçe olan Arnavutköy’ün ilk Belediye Başkanı oldu. 30 Mart 2014’de yapılan Mahalli İdareler Genel Seçiminde de tekrar Belediye Başkanı seçildi. Son yapılan 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçiminde Adalet ve Kalkınma Partisi’nden tekrardan aday olarak seçimi kazandı.
A. Haşim BALTACI, evli ve beş çocuk babasıdır.
Kıymetli Arnavutköylü Hemşehrilerim;
Hepinize en içten duygularımla sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Fatih Sultan Mehmet; şehir, insan ve medeniyet bağlantısındaki ölçüyü: “Asıl marifet bir şehir kurmak, şehir imar etmekle birlikte; o şehirde yaşayanların gönüllerini kazanmak, onları mutlu etmektir” diyerek ifade eder.
AK Parti belediyecilik anlayışı da bu yaklaşım üzerine bina edilmiştir. Halkın ihtiyacı olan hizmet ve yatırımları gerçekleştirerek yaşanabilir şehirler oluşturmak, buralarda yaşayanların duasını ve rızasını kazanmak ana hedef olmuştur.
Bizler de bugüne kadar bu anlayışla hizmet etmeye gayret ettik. İlçe oluşundan bu yana, Arnavutköyün gelişim sürecine hep birlikte şahit olduk. Altyapı, üstyapı, ulaşım, eğitim, sağlık, çevre, enerji, sosyal belediyecilik, şehircilik, kültür ve spor alanlarında yaptığımız yatırımlarla ilçemizi önemli bir noktaya taşıdık.
Gerek Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde hükümetlerimiz tarafından yapılan üst ölçekli yatırımlar, gerekse Büyükşehir ve ilçe belediyemizin hizmet ve yatırımları sayesinde, ‘İstanbul’un Yarını’ haline gelen Arnavutköy’ün, gelecek hedeflere emin ve kararlı yürüyüşünü sürdürmesi gerekiyor. Bunun için gerekli olan birikim ve tecrübe, AK Parti kadrolarında mevcut. Bunca hizmeti sizlerden aldığımız yetkiyle başardık. Çok şükür. Cumhur ittifakının oluşturduğu enerjiyle daha iyisini yapmak için yeniden destek ve duanıza ihtiyacımız var.
Gayret bizden, başarı Allah'tan.
Daha güzel yarınlarda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olun.